Orjinal Adı: When Blood Calls
Seri Bilgisi: The Shadow Keepers #1
GoodReads Puanı: 3.71
Türkçe Yayın: Arunas Yayıncılık
Çevirmen: Burcu Çelik
yorumum
Uzun zaman önce aldığım kitapları anca okumaya başladım. Aslında bir sıralama yapmak lazım ama ruh halime göre hangi kitabı okuyacağım değiştiğinden sıralama da yapamıyorum. Bu durumda kitaplarımı istiflediğim odaya dalar (bkz. alttaki resim) rastgele bir seçim yaparım.
Bu sefer karşıma beni kapağıyla kendine “Davet” ettiren J.K. Beck çıktı. Gerçekten kapağını çok ama çok beğendim. Kitabı almamda kapak ve arka kapak yazısının gizemvari olması en büyük etken olmuştu. Nasip bu zamanaymış, sonunda kitap okundu ve bitti.
Kitabın konusundan çok kısa bahsedecek olursak, ağırlıklı olarak vampir kitabı, daha doğrusu insanların haricinde gölge varlıklar diye bilinen yaratıkların dünyası. Vampirler, kurtadamlar, cinler, elfler, yarı şeytanlar, cehennem köpekleri vs… Kendine ait kuralları, olan bir dünya. Bu dünyada suçlar cezasız kalmıyor, kendi adalet sistemleri (doğa üstü olaylar birimi, iç güvenlik) var. Adaletin çözemediğini ittifak adı verilen adalet dışı gruplar veriyor. Bu dünyada işlenen bir suç, ittifak üyesi vampir Lucius ile İç güvenliğe geçiş yapan Savcı Sara’yı karşı karşıya getiriyor.
Yazar polisiye ve fantastik karışımı bir şey ortaya çıkarmış. bu anlamda kitabı sevdim. Ayrıca bir çoğu oldukça yüzeysel olsa da bolca karakteri var. Ancak sayfalar ilerledikçe sürekli yeni yeni varlıklar çıkması, kim kimdi? Daha doğrusu neydi? karmaşası yarattı. Ha birde bazı karakterleri daha çok merak etmeme de sebep oldu. Örn. Ryan Doyle, Nick Montegue, Serge… Şahsen bu karakterlerin nasıl bir hikayeleri olacak merak ediyorum. Kitabın polisiye ve fantastik karışımı olduğunu yazmıştım. Dolayısıyla aksiyonu yüksekti. Ancak çok da bilinmez değildi, örneğin suçlunun kim olduğu konusunda kafam bir kez bile karışmadı. Kitabın ana karakterlerine gelirsek, Lucius (Luke) ve Sara… Lucius için adaleti kendi eliyle veren biri diyebiliriz, geçmişindeki karanlık noktalardan ötürü pişmanlıkları olan bir adam, vampir. Sara ise bu dünyanın adalet sistemine yeni katılmış bir insan, savcı. Tesadüf ki bu ikisinin ortak bir noktası mevcut ve birbirlerinin karşısına sistemin iki ters tarafı olarak çıktılar. Kitapta Lucius sanki daha derin işlenmiş gibi geldi, iç dünyasını, içindeki şeytanla bitmek bilmez kapışması daha yoğun işlenmişti. Sara’ya olan sevgisi, her ne kadar kısa bir sürede olması inandırıcılık açısından zor olsa da –fantastik kitap bu, bir yerde çok da takılmamak gerek -
Sondan bir önce, kitaptaki cinselliğin dozunu beğendim. Çok abartmadan, ama hiç de yok saymadan kararında geçilmiş. Bence bu durum iyiydi.
Son olarak kitabın başından sonuna kadar takıldığım konuyu belirtmeden geçemeyeceğim. Öncelikle şunu söylemeliyim, konunun uzmanı değilim, arama yaptığımda çok da net bilgi edinemedim. Luke ismini ben okurken Luk olarak okuyorum ama kitap boyunca eklerin okunuşa göre değil de yazılışa göre olması Luke’den, Luke’nin gibi ifadelerle okumak zorunda kaldım. Tekrar edeyim, konuda uzman değilim, ancak gerçekten o şekilde okurken hiç hoşuma gitmedi.
Özetle; çok çok süperdi veya çok çok kötüydü demeyeceğim, ilerde serinin daha da açılacağı ümidiyle orta seviyede, okunabilir bir kitap olduğunu düşünüyorum.
değerlendirmem
3- Ne iyiydi ne de kötüydü
Arka kapak
Hepimiz pişmanlıklarla yaşamak zorundayız...
Boğazından kopup gelen küçük bir iniltinin ardından kot pantolonunun ön kısmında da bir şişlik belirdi. Şeytan dışarıya çıkıp biraz oyun oynamak istiyordu.
Gölge Varlıkları daha önce hiç böyle tanımadınız.
Onların dünyasının nasıl olduğunu merak ediyor musunuz?
İnsanlar ve gölge varlıkların bir arada yaşadığı, hatta aralarında bir sözleşmenin bulunduğu bir düzen...
Bu sözleşmeye uymayanları cezalandırmak üzere kurulan gizli mahkemeler...
Serinin bu ilk kitabında başrolleri çok güçlü ve çekici bir erkek vampir ile bu mahkemelerde savcı olan bir kadın paylaşıyor. Gizem ve şehvetin iç içe geçtiği muhteşem bir fantastik serüven...
Onun dikkatini çeken şey kırmızı rujlu ve pembe elbiseli porselen bir bebekti. Bebeğin önlüğünün üzerine küçük bir kâğıt bırakılmıştı. Kâğıtta şu yazıyordu: Sıradaki...
Kalbi deli gibi atmaya başlayan Sara hemen kapının arkasındaki masanın üzerinden aldığı bir kurşun kalemin silgi ucunu kullanarak bebeği ters çevirdi. Daha sonra yine kalemi kullanarak bebeğin kıyafetini kaldırdı. Bebeğin tam dikiş yerinin üzerinde siyah harflerle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder