29 Haziran 2014 Pazar

HARLEQUİN ROMANCE - Bir Yol Hikayesi / Michelle Douglas - Aşka İkinci Şans / Lucy Gordon -YORUM


BİR YOL HİKÂYESİ  - MICHELLE DOUGLAS

Birlikte uzun bir yolculuğun başlangıcı?
Quinn Laverty, iki oğluyla birlikte ülkenin diğer ucunda, yeni bir hayat kurmaya karar vermişti.   
Ailesi tarafından reddedilince, hayatını çocuklarına adamıştı. Hava yolu grevinin, bütün planlarını bozması sebebiyle Sydney'e yakışıklı politikacı Aidan Fairhall ile birlikte yolculuk yapmak zorunda kalır. Bu ikisi için de hayatlarının en beklenmedik yolculuğu olacaktır?

Romance serisi adından anlaşılacağı gibi soft tarzda romantik bir seri.
İki çocuklu bekar bir anne ile olan Quinn ile politik kariyerine yeni başlamış olan Aidan'ın hikayesi anlatılıyor.
Ailesinin kara koyunu olan Quinn iki çocuğu ile birlikte uzun bir yolculuğa çıkar. Hayatlarını farklı bir şehirde devam ettirmeye karar vermiş ve araba kiralayarak hem ekonomisini dengede tutmak hem de çocuklarına güzel bir tatil yaşatmak istemiştir. 
Aidan bir kazada kaybettiği kardeşini onurlandırmak istediğinden politik kariyer yapmaya karar vermiş ve (en çok da ailesini sevindirmek için) ülkede gezip ziyaretler yapmaktadır. Ancak havayolu grevi yüzünden araç bulup evine dönememektedir. Araç kiralama acentasında Quinn ve Aidan'ın yolu kesişir. 
Oğullarının etkisiyle Aidan'ı da yolculuklarına davet ederler. İlk başlarda biraz sıkılsa da Aidan Quinn'in etkisine kapılır, çocuklarıyla güzel bir bağ kurar. Aynı zamanda Quinn ona hayatta ne yapmak istediğine dair yol gösterir. 
Ancak Quinn'inde kendince sorunları vardır. Başkasına yol gösterirken kendisi için iyi olabilecek şeylere karşı çekimserdir.
Bir Yol hikayesini sevdim. Aile ilişkileri, birbilerinden beklentileri, mutlu olmak için ufakta olsa çaba harcamak gerektiğini anlatan, kısa olmasına rağmen sımsıcak ve hoş bir hikaye olmuş. Kapağı da çok enerjik ve sevimli. :)


AŞKA İKİNCİ ŞANS - LUCY GORDON

Zengin iş adamı Marcel Falcon, aşkı oyun olarak gören biriydi. Gerçek aşkı Cassie tarafından ihanete uğradığından bu yana, kalbinin derinliklerinde büyük bir umutsuzluk vardı.
Zaman Cassie'yi de değiştirmiş ve yaptığı kötü evlilik, bütün güvenini yok etmişti. Marcel ile birlikte yeniden Paris'e gittiklerinde içlerindeki fırtına ortaya çıktı. Marcel, Cassie'nin patronu olduğu için birbirlerinden kaçma imkânı yoktu. Bir kıvılcım yeniden alevleniyordu. Acaba her şey eskisi gibi olabilecek miydi?

Falcon Dynasty 

1) Adanın Sırları
2) Aşka İkinci Şans
3)Plain Jane in the Spotlight
4)Falling for the Rebel Falcon
5)The Final Falcon Says I Do



Lucy Gordon'un Falcon Dynasty serisinin ikinci kitabı,
Öncelikle Marcel'in babasından bahsetmeli, ultra çapkın adamın farklı kadınlardan 5 tane oğlu var. Kimisi meşru kimisi gayri meşru :D Adama aynı zamanda çakal Carlos demek istiyorum müsadenizle, hakeden bir yapısı var çünkü.

Aşka İkinci Şans 2. numaralı oğlu yani Marcel'in hikayesi.

Genç ve fakir bir delikanlı iken deliler gibi aşık olmuş ancak sevgilisi tarafından terkedilmiştir. (daha doğrusu öyle sanmış) Üstelik yaralı bir halde.
Sonrasında zengin babasıyla barışmış ve iş dünyasında yükselmiştir.
Bu durum kadınlara olan inancını yitirmesine neden olmuş, kısa süreli duygusuz birliktelikler yaşamaktadır.
Yıllar sonra bir iş nedeniyle eski sevgilisi, onu yüzüstü bıraktığına inandığı Cassie ile karşılaşmıştır ve şartlar onu patronu konumuna getirmiştir.
Cassie ise istemeden sevdiği adamdan ayrılmak zorunda kalmış, başından kötü bir evlilik geçmiş, yaşadıkları onu bambaşka bir kimliğe büründürmüştür. Marcel'in kendisini tanıyıp tanımadığından emin olmamakla birlikte ona karşı hala kayıtsız olmadığını da farkeder. 
Filmlerdeki gibi bir aşk hikayesi, iki genç birbirini sever, araya kötü adamlar ve yıllar girer. Ama aşk devam eder.
Falcon serisini sevdim, diğer kitaplarını da takip etmeyi düşünüyorum. :D













HARLEQUİN DESİRE -Caroselli'nin Mirası / Michelle Celmer - Büyük Rekabet / Katherine Garbera -YORUM


Harlequin kitaplarını seviyorum. Mutlu sonla biten, insanın içini ısıtan, romantik ve toz pembe bir dünyayı anlatıyorlar. Bazen gerçek dünyadan kaçıp bir dinlenme istediğiniz anlar için birebir.
Biz de ekip olarak Harlequin Blogger etkinliğine katıldık ve benim şansıma düşen Desire ve Romance serisi oldu.



CAROSELLI'NİN MİRASI - MICHELLE CELMER  

Lucy Bates, Şikagolu zengin iş adamı Tony Caroselli'ye sırılsıklam âşık olduğunu fark edince, Florida'ya kaçar. Kendisinin, Tony'nin zengin ailesinin standartlarına uygun olmadığını düşünür. Ancak hamiledir. Tony'yi görmek ve ona gerçeği söylemek için geri döner.
Zamanlaması muhteşemdir. Tony'yi istemediği bir kadınla evlenmekten kurtarmıştır. Üstelik bebek erkek olursa Tony bir mirasın sahibi olacaktır. Her şey masallardaki gibi mükemmel olabilir aslında, ancak Tony'yi miras konusu ile ilgili zor durumda bırakan bir gerçek söz konusudur. Lucy bu gerçeği öğrendiğinde ne yapacaktır? Yeniden kaçacak mıdır yoksa aşka ve mutluluğa bir şans daha tanıyacak mıdır?

The Caroselli Inheritance Serisi

1) İkili Oyun
2)Gerçek Aşk
3)Caroselli'nin Mirası

YORUM

Hikayemizin erkek karakteri oldukça ünlü çikolata fabrikalarına sahip zengin italyan kökenli Caroselli ailesine mensup Tony. Hayalleri ve ailesinin onun için çizmiş olduğu yol arasında sıkıp kalmış. Aileyi yöneten büyükbasının miras şartı nedeniyle istemediği bir kadınla evlenmek üzere. Eğer bir oğlu olursa alacağı mirasla hayallerinin işini yapmak istiyor.

Kadın karakterimiz ise; berbat bir anneye sahip Lucy. Tony ile bir dönem birliktelik yaşamış ancak çok aşık olunca korkup kaçar. İçinde bir umut Tony'nin peşinden gelmesidir ama gelmez. Ayrıca ilişkilerinin bir de meyvesi olduğunu öğrenir. Fakir ama gururlu kızımız son ana kadar Tony'e haber vermez, çünkü fırsatçı olarak anılmak istememektedir. Ancak "bir dost"tan Tony'nin nişanlanacağı bilgisini alır. 
Evlenmeden önce bir çocuğu olacağını bilmesini istediği için nişan partisine gider. Ancak bilmediği nişan değil, düğünü olduğudur. 
Hikayemizin başlangıcı bu, sonrasında ise, birbirlerini yeniden keşfetmeleri, hamilelik sorunları, aile ilişkileri
gizlenen sırlar...kimi zaman neşeli, kimi zaman üzücü. Harlequin kitaplarının özelliği hikayelerin fazla uzun olmamaları, o nedenle olaylar biraz hızlı gelişiyor ve çok fazla ayrıntı olmuyor.  
Ama kitabın sonunda mutlu bir tebessüm garanti :D :D :D


BÜYÜK REKABET  - KATHERINA GARBERA

Jessi Chandler iş adamı Allan McKinney ile hiçbir zaman uyuşamamıştı. Ona göre ne kadar yakışıklı olsada küstah, kendini beğenmiş ve çok bilmiş kalacaktı. Özellikle aile şirketinin başına geçtiğinden bu yana. Allan ise onun fiziksel çekiciliğine karşı koymakta zorlanıyordu. Çareyi  onunla uğraşmakta bulmuştu.
Şirketin yanı sıra ortak bir noktaları daha vardı onları birbirine muhtaç eden. Bir çocuğa vasilik yapmak!
Allan, bazen çekilmez olsa da Jessi'ye duygusal yönünü göstermekten çekinmiyordu artık. Zamanla aralarında bir bağ mı oluşuyordu acaba? Bu tensel arzu hiç de hesapta yoktu. Belki de bir mucizeyi kucaklayacaklardı...

YORUM

Baby Business Serisinin ikinci kitabı.
Birbirlerine düşman ailelerin çocukları olan Jessi ve Allan'ı önce iş, sonra da bir çocuk bir araya getirir. Jessi'nin yakın arkadaşı Patti ve Allan'ın yakın arkadaşı John bir trafik kazasında hayatlarını kaybederler. Geride minicik kızları Hannah kalır. Arkadaşları vasiyetinde çocuğa vasi olarak ikisini seçmiştir ve aralarındaki düşmanlık geri planda tutup çocuk için en iyisini yapmaya çalışırlar. Aynı zamanda düşmanlıklarına rağmen birbirlerine çekilmeye başlarlar. Ancak ikisi de birbirinden inatçılar ve her ne kadar ilişkilerini fiziksel tutmaya çabalasalar da aşk sessizce ama derinden gelir. 
Açıkcası Caroselli'nin Mirasını daha çok sevdim. Büyük Rekabet'te nedense hikayenin içine fazla giremedim.

Baby Business  Serisi
1) Aşk Mirası
2) Büyük Rekabet





25 Haziran 2014 Çarşamba

RKBT 26.TUR || 1. Gün || Barbara Freethy - Bir Dilek Kadar Yakın || YORUM ve ÇEKİLİŞ



Orjinal Adı:  Just a Wish Away
Seri Bilgisi: Wish#2
Goodreads Puanı: 3.90
Türkçe Yayın: Novella
Çevirmen: Laden İldeniz
Türü: Günümüz Romantik


Yorumum

Bu turumuzun misafiri Novella Yayınlarından Barbara Freethy - Bir Dilek Kadar Yakın oldu. Yazarın Wish serisinin birbirinden bağımsız olan ikinci kitabı. İlk kitap yorumum için buraya tık tık
Kitapta birbirinin çocukluk aşkları olan Alexa ve Braden’in romantik hikayesi anlatılıyor. 12 yaşındaki halleriyle kitaba giriş yapılıyor. İlk aşklarını belli belirsiz yaşayan Alexa ve Braden ilk öpücükleriyle birlikte Alexa’nın aile sorunları yüzünden birbirinden ayrılmak zorunda kalıyorlar ve kitap 15 yıl sonrasında Alexa’nın halasının uğradığı saldırı nedeniyle sahil kasabasına geri dönüşüyle başlıyor. Romantik demiştim ama salt romantizm değil aynı zamanda geçmişte yaşanan gizemli bir ölümde mevcut. O yüzden biraz romantizm biraz polisiye de iç içe.
Alexa hayalperest, aşık, hayatın bir sihri olduğuna inanırken ailesinin dağılmasıyla aşka inancı kalmayan, aşktan korkan bir kadına dönüşmüştür. Üstelik çocukluk hayali olan iş yerine kendini sağlama aldığına inandığı bir iş yapmaktadır. Halasının uğradığı saldırı nedeniyle geri döndüğünde Braden’de dahil unutamadığı bir çok şey olduğunu fark eder.
Braden  ise Alexa’nın tersine ayaklarını yere sağlam basmayı seven, biraz kendi içine dönük yapısı var. Alexa’nın da gitmesiyle iyice içine kapanıyor. Üstüne üstlük babasının izinden giderek asker olmayı tercih ediyor, erken yaşta mutsuz bir evlilik yapıyor ve bitirmek üzere.
Alexa’a döndüğünde yine gideceği korkusuyla kendini geri çekmeye çalıştıkça ona daha da çekiliyor. 15 yıl da geçse aralarında bitmeyen şeyler olduğunun ikisi de farkında.
Bir yandan birbirlerine olan duygularını tartarken bir yandan da yapılan saldırı ve geçmişteki gizemli ölümü çözmeye çalışıyorlar.
Gayet hoşuma giden bir okuma oldu benim için, iki karakteri de sevdim.İlk kitap yorumumda yazar hakkında " Bazı yazarlar kısa ve basit cümlelerle bir dolu şey anlatır. Bence Barbara Freethy'de onlardan biri. Aşkı cıvıklaştırmadan, sevgi, bağlılık ve mutluluğu abartmadan, ne eksik ne fazla tam kararında anlatmış. " diye yazmıştım. Yazar çizgisini korumuş, ortaya yine tebessümle okunacak bir hikaye çıkarmış. İlk kitabı gibi abartısız, yalın ve akıcı bir anlatıma sahip. Başlayınca sonuna kadar gidiyor. Sıkılmadan keyifle okudum. 
Unutmadan kapağı da kesinlikle çok hoş :D :D :D

Değerlendirmem;

4- Ortalamanın oldukça üstündeydi, keyif aldım



Çekiliş için burdan lütfen :) 
Sayfa çekilişimize de katılıp şansınızı arttırabilirsiniz.
(Çekiliş sonuçları RKBT facebook sayfamızda açıklanacaktır)







****

Ailevi problemlerinden kaçmak için hayal gücüne ve yaratıcılığına sığınan Alexa, tatil için her yaz halasının yaşadığı Sand Harbor kasabasına gider. Kasabada yaşayan ve en yakın arkadaşı olan Bradenla yaz tatilinde bütün zamanlarını birlikte geçirir, hatta ilk aşkı birbirlerinde tadarlar.

Ancak hayat onlar için pek de tozpembe gitmez; bu iki âşığın arasına zaman ve uzun yollar girer. Alexa, on beş yıl sonra halasının sert bir saldırıya uğraması sonucu kasabaya döndüğünde artık bambaşka bir kadındır. Bradenı da içine kapanık, mutsuzbir adam olarak bulur. İki eski dost ve âşığın hayata yeniden tutunmaları için, küçükken sahilde buldukları cam şişeye fısıldadıkları dileklerin yardımına ihtiyaçları var gibidir.

"Barbara Freethyyi diğer yazarlardan ayıran büyüleyici üslubu, her sayfanın ardından daha fazlasını okuma isteği uyandırıyor."
-Barnes&Noble-

"İlk aşkın unutulmaz büyüleyiciliğine dokunan bu kitap, okurun keşkelerine ayna tutuyor."
-Book&Kisses-

"Bir Dilek Kadar Yakın, elinizden bırakmadan okuyacağınız şahane bir tatil kitabı."
-Booktrib-

"Ana karakterlerin hikâyesi oldukça dokunaklı, içinde barındırdığı gizem ise okurun dikkatini baştan sona canlı tutuyor."
-Amazon-
(Tanıtım Bülteninden)

18 Haziran 2014 Çarşamba

Danielle Trussoni - Angelopolis - Angelology#2 [YORUM]



Orjinal Adı:  Angelopolis
Seri Bilgisi: Angelology#2
Goodreads Puanı: 3.31
Türkçe Yayın: Doğan Kitap
Çevirmen: Sıla Okur
Türü: Fantastik

Yorum

Asi Melekler'den sonra Angelopolis'te okundu. Kapak olarak bağlantısız gibi görünse de içeriğin büyük bir kısmını oluşturan kayıpFaberge yumurtaları olması açısından kesinlikle uygun olmuş ama yine de orjinal kapağını tercih ederdim.
Gelelim kitabımıza...
Okuyanlar bilir, ilk kitap Evangeline için bir dönüm noktası olarak bitmişti. (açık açık yazmıyorum, spoileri sevmiyorum)
Buna şahit olan Verlaine ise hem dehşet hem de ihanet hissi içerisinde kalakalmıştı. Angelopolis tam da bu olayın üzerinden 10 yıl geçmiş olarak başlıyor. Bu süre zarfında Verlaine bir akademisyenden melek-nefil avcısına dönmüş. Evangeline ise yeni durumuna ayak uydurmuş. Bir kovalamaca da yeniden yolları kesişiyor.
Ayrıca bu kitapta yine nefiller ve insan türü arasında savaş devam ediyor. İlk kitapta hatırlarsanız olaylar ağırlıklı olarak geçmişte geçiyordu. Angelopolis'te artık tamamen günümüzde geçmekle beraber ilk kitapta da bahsi geçen bazı konuların detaylarına vakıf oluyoruz. Örneğin Evangeline'in annesinin ölümü, araştırmaları gibi.
İlk kitapta Rockefeller ailesinin melekbilimle bağlantısı oldukça irdelenmişti, ikinci kitapta ise, faberge yumurtalarıyla beraber Romanov ailesi ve Rasputin gibi tarihe damga vurmuş kişilikleri anlatmış. Ayrıca Nuh tufanına da oldukça yer verilmiş.Tabii gözcüler bu kitapta da es geçilmiyor. Onlarla ilgili de oldukça önemli gelişmeler var onu söyleyim. Nefiller, Nuh Tufanı, kayıp Faberge yumurtaları,Romanovlar, Rasputin, Gözcüler... Nasıl bir bağlantı kurulmuş hepsi arasında diye sorarsanız okuyup görmeniz gerekir derim. Angelopolis'te yeni karakterlere ve sürprizlere hazırlıklı olun.
İlk kitapta olduğu gibi yine dolu dolu, merak ve heyecan içerisinde sayfaları çevirdiğim bir okuma oldu.
Bu kitapta da yine bazı konular açıkta kaldı gibi geldi. Örneğin Angelopolis ütopyası gerçek olacak mı? Hain Melekbilimci Dr.Azov'un çalışmaları ne olacak? Gözcüler'in sahneye çıkmasıyla dengeler nasıl değişecek? Verlaine'in yumuşak karnı diyebileceğimiz Evangeline'le olan ilişkisi ne olacak? Tüm bu konuların 3. kitapta açığa çıkacağını düşünüyorum ve merakla bu kitabı bekliyorum.
Bu seriyi okuyunca eminim meleklere bakış açınız değişecek :D :D


Değerlendirmem;

4- Ortalamanın oldukça üstündeydi, keyif aldım



13 Haziran 2014 Cuma

RKBT 25.TUR || BAŞAK KIZILTAN - TESADÜFEN AŞK || YORUM


Yazar: Başak Kızıltan
Yayınevi: Postiga Yayınları
Türü: romantik,chick-lit

Yorumum;

Havalar iyice ısındı tatil mevsimi başlıyor yavaş yavaş. 
Mekan sizin tercihiniz, ister bir plaj, ister bir yeşil alan, isterseniz herhangi bir gölge kuytu veya tatile çıkamayanlar için evdeki bir kanepe. Mekan hiç farketmiyor, işte size bu güzel havalara özel okuyabileceğiniz bir kitap "Tesadüfen Aşk"
Çimen gözlü Yeşim ile gri gözlü Ayaz'ın insanı kıpır kıpır eden aşklarının öyküsü. Yeşim ve Ayaz'ın hikayesi diyoruz ancak girişte bir çocukluk aşkı hikayesi var. Kahramanı ise Cenker. Sevgili Yeşim'in biricik emeli kendini havuzda kurtardığından beri aşık olduğu Cenker'in karısı olmak, çocuklarını doğurmak. (ah biz kızlar derdimiz ne ki :D :D )
Uzun uğraşlar sonucu Cenker'i elde eder. Ama o da ne!!! Aslında havaya yere konduramadığı Cenker ayıplı mal çıkar ve hepsinden fenası Yeşim kendini yıllarca bir hayal ile kandırdığını farkeder.

Bir de Ayaz efendi vardır. 
Gri gözlü, dream-man ve de sağlam pekete sahip :D :D :D gelecek vaadeden basketçi. Üstüne üstlük yıllardır adını sanını bilmeden Yeşim'e vurgun. Ahhh yeşil gözler Ahhhh!!!
Kitabın adını da aldığı Tesadüfler işte burada devreye giriyor. Yılları geri sararsak Boston'da (ne işiniz var orda derseniz alın okuyun derim :D : D) merdivenlerde ağlayan bir çift yeşil göz, yolun karşısında boylu poslu bir delikanlının gri gözleri kesişir. Ama sadece bir anlığına...
İşte Ayaz orada adının tersine yıllarca o yeşil gözler için içten içten yanar. Sonrası Allahın işi. Öyle tesadüflerle yolları kesişir, durur. İşte kitabın adı buradan gelir.... Cenker ne oldu? Yeşim'le Ayaz nasıl bir araya geldi, aralarında ne oldu bitti? Mutlu son mu? Bunları öğrenmek isterseniz kitabı okuyun diyeceğim. 
Konuyu geçip kitaptan biraz daha bahsedersek, yazar yaşananları şimdiki zamanda, her iki karakterin bakış açısıyla anlatmış. Böylece muallak bir nokta kalmadan, ikisinin de ne düşündüğünü bilmek, hatta birinin eksik kaldığı yerde diğerinin tamamladığını görmek açısından güzeldi. Romantik birşeyler okumak isteyenler için ideal. Kapağını ise çok sevdim. Hem şirin, hem haşarı bir romantik komedi havası var. Şimdi biraz da olumsuzluklardan bahsedelim. Bu aralar edisyona biraz takılmış vaziyetteyim. O yüzden söylemeden geçmiyorum. Lütfen biraz daha dikkat. Ayrıca bazı yerlerde tutarsızlık var, örneğin karakterin soyadı iki yerde farklı yazılmış.
Puanlamamı yaparken de sadece edisyondan kırdım. Onun harici yazım tarzı, konusu, fena değildi.
Değerlendirmem;

3- Orta karar, iyisiyle kötüsüyle okunur.


***

İnsan kime âşık olacağını bilebilir mi? Tümüyle tesadüfte ömür boyunca kimi seveceğimiz! Hatta insan en tutkunu aşkını asıl, sevdiğini sanıp yanıldığını anladıktan sonra yaşayabilir.
"Buselik" adlı ilk kitabıyla okurlarının beğenisini kazanan Başak Kızıltan, yeni romanında, karhamanı Yeşim'le tanıştırıyor okurunu. Bir basketbolcunun sadece maçlarda heyecanlanmadığını da Ayaz'la tanışarak öğrenebilirsiniz.İlk aşkın gerçek olup olmadığına, her sayfayı şaşırarak çevirirken siz karar verin! Çünkü kahramanlarımız Yeşim ve Ayaz pekâlâ siz ve sevgiliniz de olabilir.

Yazarımız Başak Kızıltan, Bilken Üniversitesi'nde Turizm ve Otel İşletmeciliği okumuştur. Yıllardır eğitim gördüğü alanda çalışmakta ve müthiş manzarasından ilham alarak yeni romanlarını yazdığı Arnavutköy'de yaşamaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)







10 Haziran 2014 Salı

RKBT 25.TUR || BAŞAK KIZILTAN - TESADÜFEN AŞK || ÖN OKUMA - ÇEKİLİŞ




Merhabalar,

Turumuzun misafiri Başak Kızıltan'dan Tesadüfen Aşk ve ön okuması için buyrun lütfen....




Ve Çekiliş...
Hediye kitapların birini blogdan birini facebook sayfamızdan veriyoruz.
İkisine de katılıp şansınızı artırabilirsiniz.
sonuçları tur bitiminde facebook sayfamızdan takip edebilirsiniz.
(https://www.facebook.com/renklikalemlerblogtur)


a Rafflecopter giveaway

8 Haziran 2014 Pazar

Shannon Drake - Kader Ağları (Graham Saga#1) [YORUM]


Orjinal Adı:  Come The Morning
Seri Bilgisi: Graham Saga#1
Goodreads Puanı: 3.80
Türkçe Yayın: Olimpos Yayınları
Çevirmen: Gizem Yanbolloğlu
Türü: Historical romance


Yorumum

Sabah başladığım Kader Ağları az önce bitti. Ben de taze taze yorumumu yazayım dedim.
Öncelikle yazar ben iskoçların gelmişini geçmişini bilirim inanmazsanız okuyun da görün dercesine yoğun tarih bilgisini konuşturmuş. Bu kısımlar sevmeyeni sıkabilir, gerçi severim ben o yüzden beğenilmesi kişiye göre değişir. 
Kitaba bir savaş sahnesiyle başlıyoruz. Kitabımızın erkek ana karakteri olan Waryk Graham'ın Laird Lion ünvanını almasını kralın emrine girişini anlatıyor. Sonrasında 10 yıllık bir atlama yapıyor ve kadın karakterimiz olan Mellyora sahne alıyor. Kralın vaftiz kızı.  Babası bir viking ve ölmüş. Stratejik öneme sahip toprakları için kral, Mellyora'yı çok güvendiği Laird Lion ile başgöz etmek istiyor. İkisinin de haberi yok. Mellyora tam bir özgürlükçü ve toprakları kendi yönetmek istiyor. Kralın buyruğundan sonra Mellyora'da film kopuyor zaten. Güzeller güzeli Mellyora, inatçı,tırnaklarını çıkarmış kediden farkı yok.  Hatun kızımız kaçmanın derdine düşüyor. Kader ağları adı üstünde karşısına Laird Lion nam-ı diğer Waryk çıkıyor ama birbirlerinden bi haberler tabiki. Ama bu bile birbirleriyle kapışmalarına engel olmuyor. Özellikle tavşan kaç tazı tut kovalamacalarına bayıldım. Waryk dalga geçtikçe hatun kızımız deliriyor :D :D Aşk ise zamanla geliyor. Sadece aşk değil, aynı zamanda olmazsa olmaz savaşlar da mevcut, ayrıca ihanet ve intikamda var. 
Sıkılmadan okuduğum bir kitap oldu ve genel olarak bakarsak kitabı sevdim. Üstelik kapağını ve içteki kuşe kapağını da beğendim. Ancak burada bir serzenişim olacak. Edisyona çok dikkat edilmemiş.  Normalde pek gözüme batmaz ama yazım hataları var. Kimi yerde fazladan ek almış kelimeler, kim yerde olması gereken ancak olmayan kelimeler. Bir de bazı kelimeler çevrilmemiş, çok kullanılan Aye, hadi neyse evet anlamında kullanıyor orjinallik katsın diye düşünülebilir ama Laird Lion, bir de ek takılmış Lairdim. Son okumaya dikkat diyorum bu nedenlerle. 

Değerlendirmem;

3.5 Ortalamanın biraz üstünde

***

İskoçya'nın işgal altında olduğu günlerde Kral David, kanının son damlasına kadar savaşacak sadık askerler aramaktadır. Bu askerlerin en ünlüsü Waryk de Graham'a, Aslan Lord adıyla birlikte şövalyelik unvanı verilmiştir ama bir İskoç şefi olarak bu onurlu mevkiye ulaşmasının bir bedeli vardır: Bedeni ve ruhuyla ona direnmeye yemin etmiş bir Viking gelini!

İrlandalı bir asilzade ve Viking bir babanın kızı olan Mellyora MacAdin, kendini Aslan Lord'un karşı konulamaz gücüne gönülsüz bir şekilde teslim olmuş bulana kadar babasından kalan toprakları savaşçı bir bakire gibi yönetmektedir, kılıcını kuşanarak ve hiçbir erkeğe boyun eğmeyerek

Şimdi meydan okumakla teslimiyet arasında bölünen Mellyora aslında kime sadık olduğuna karar vermeli ve kocasının kalbindeki sırları keşfetmelidir.

Drake hayat verdiği karakterleri zengin bir şekilde tasvir etmiş; kahramanların romantik ilişkilerini Orta Çağ İskoçyası'nın gerçekçi biçimde tasvir ettiği çatışmalarının ve vahşetinin arasına güzelce yerleştirmiş."
-Publishers Weekly

"Johanna Lindsey'in Orta Çağ ve Viking romanlarını sevenler bu kitaba bayılacaklar."
-Booklist-

5 Haziran 2014 Perşembe

Danielle Trussoni - Asi Melekler - Angelology#1 [YORUM]





Orjinal Adı:  Angelology
Seri Bilgisi: Angelology#1
Goodreads Puanı: 3.37
Türkçe Yayın: Doğan Kitap
Çevirmen: Sıla Okur
Türü: Fantastik


Yorumum

Bazı kitaplar iyidir, hatta çok iyi ama hakettiği ilgiyi göremezler.(goodreads puanına bakarak söylüyorum bunu) Bence Asi Melekler kesinlikle bu grupta. Konusunda belirtildiği üzere, Asi melekleri ve onların soyundan gelen yani melek-insan kırması olan Nefilimler ile insanlar arasında binlerce yıl öncesinden süregelen bir savaşı ele alıyor. Semavi varlıklar olan melekler bir o kadar da kötücüller. Asi melekler denilen bu düşmüş meleklerin insanlarla birleşmelerinden olan Nefilimler de onlar kadar hatta onlardan çok daha zalimler. Kendilerini MelekBilim diyen, hem bilimsel bir disiplin hem de bir tarikat olarak adlandırılabilecek, insanlardan oluşan topluluk ise Nefilimler ve Asi Meleklere karşı durmak için ellerinden geleni yapıyorlar. 
Bildiğimiz popüler, fazla derinliği olmayan benzer konulu kitaplardan ayıran önemli bir özelliği oldukça sağlam kurgusu. Dini, mitolojik ve tarihsel olayların müthiş bir şekilde sentezlenerek sunulmuş hikayesi insanda ciddi bir gerçeklik hissi uyandırıyor. Tarih kısmı kesinlikle sıkmıyor aksine neler olmuş bitmişi öğrenmek adına bu sayfalara biraz daha fazla gömülüyorsunuz. Hani bir trend var ya biraz fantastik, çok çok romantizm. Olay bunun üzerine kuruldur. Asi Melekler de romantizm var ama asla ön planda değil. Hatta yok gibisinden. Şahsen bu durum kitabı daha da güzelleştirmiş. Yazarın kitap için bolca hazırlık yaptığı zaten okurken anlaşılıyor. Herşeyi ince ince dokumuş. Bu anlamda içerik olarak oldukça zengin. Kitabın kahramanı ve kilit noktası Evangeline ama ben özellikle Celestine'in geçmişi hatırladığı ve dolayısıyla bize hikayeyi geçmişten günümüze taşıyan bilgileri verdiği kısımları daha bir sevdim. Kitabın sonlarında ise aksiyon ve gerilim hızla artıyor. Finalde pek de şaşırtmıyor ancak 2. kitabı oldukça merak ettirir bir halde bırakıyor.

Değerlendirmem;

5-Tek kelimeyle mükemmeldi





"Bir kez Asi Melekler'in büyüleyici dünyasına girdiniz mi, diyeceksiniz ki: 'Vampirler mi? Vampirler kimin umurunda?' People 

Melekler dünyayı sardı, şimdi sıra Türkiye'de…New York Times Bestseller yazarından melekbilim, Orpheus'un liri, düşmüş melekler ve dünyamızın kaderini belirleyecek son savaş üzerine çarpıcı bir eser… 2010'un en çok ses getirecek kitabı karton kapak fiyatına sert kapak…

Evangeline 12 yaşındayken annesi öldü, babası onu New York'ta Azize Rose manastırına bıraktı. Şimdi 23 yaşında, yeminine sadık bir rahibe. Dünyada en nadide melek resimlerinin ve "melekbilim" konusundaki en zengin kitap koleksiyonunun bulunduğu kütüphaneden sorumlu. 

Rockefeller ailesinin sanat etkinliklerini, zengin ve tuhaf bir adam olan Percival Grigori adına araştıran sanat tarihçisi Verlaine'den gelen mektup, Evangeline'in hayatını kökünden değiştirecektir. Verlaine ve Evangeline, Tanrı'nın lanetine uğramış asi meleklerin soyundan olan Nefiller ile Melekbilimciler arasında yüzlerce yıldır süren kanlı bir savaşa katılmak zorunda kalacaklar. Bulgaristan'da bin yıl önce bir melek cesedinin bulunduğu gizemli Rodop Dağları'ndan Paris'teki Montparnasse mezarlığına kadar pek çok cephede sürmektedir bu savaş…

"Asi Melekler düşmüş eski melekleri modern dünyaya salıveriyor ve sonuç yıkıcı. Trussoni dikkatinizi açılış sayfalarından yakalayıp, gizemler kanatlanana kadar bırakmayan bir kutsal gerilim kitabı yazmış."
Keith Donohue, Çalınan Çocuk'un yazarı

"Asi Melekler neredeyse halüsinasyon etkisine sahip. Yozlaşmış, psikolojik ve dini öğeleri zengin ve tuhaf bir tabloda kaynaştırıp, okuru gerçekliğin şokuyla yüz yüze getiriyor." 
Time 

"Danielle Trussoni'nin Asi Melekler'i heyecanlı, harika bir okuma. Nefes kesici, aldatıcı ve -benzetmeyi bağışlarsanız- şeytanca iyi."
Raymond Khoury, Son Tapınak Şövalyesi'nin yazarı

Mimlendimmm :D :D




Son Sayfam tarafından mimlendim  :)



Blog açma hikayeniz nedir?
Aslında ben bu tarz şeylerde çok beceriksizim. Bu nedenle misafir yazar olarak Kitap İklimi'ni mesken edinmiştim. (yorum konusunda yaz yaz diyen sevgili Pınar'dır :D) Sonra bir gün bana kapıyı gösterdi :D :D Şaka şaka. sağolsun çok yüreklendirdi beni, hatta sayfamı düzenini vs. herşeyine yardımcı oldu. Çok teşekkürler canım. 


Blog isminiz nereden geliyor? Neden bu isim?
Sanırım hayalperestten tutkum olan kitaba döndü. Kendime ait bir dünya nedeniyle oldu mu sana kitapperestdünyam :D :D 


Hangi mevsimi seversiniz?
Biraz düşündüm de özellikle sevdiğim yok. Tercihim ne sıcak ne soğuk, sanırım ara mevsimler (ilk bahar, sonbahar) ama yağmuru pek sevdiğim söylenmez.



Bu mevsim size neyi çağrıştırıyor?
insan hayatının başı ve sonunu, doğum ve ölüm



Kırmızı ruj mu eyeliner mi?
Kırmızı Ruj (yakıştığını düşünüyorum çünkü)



Blog yazmak sana ne kazandırdı?
Kendime yeni bir dünya ve  kadim dostlar 



Kitap okumak mı bir şeyler yazmak mı?
Okumak tabii ki, yazma işi yeteneğe bakar :D



Şiir mi roman mı hikaye mi?
Roman 



En çok etkilendiğin film?
Aşk ve Gurur 


Hangi tür kitap/film?
Ağırlık fantastik, historical ,devamında distopya, polisiye,gerilim, romantik
(başka kaldı mı :P )


Öğrenci olmak mı iş hayatı mı?
ikisini de yaşadım, iş hayatı daha zor, öğrenciliği tercih ederim 


Kitap okumak mı film izlemek mi?
Önceliğim daima kitap, ama dönem dönem filme de sarıyorum



Klasik giyinmek mi spor giyinmek mi?
Klasiği bir türlü yakıştıramadım kendime, ağırlık spor


Almaktan asla vazgeçmeyeceğiniz şey ne?
 kitap



En sevdiğin yemek nedir?
Yemekten sayılır mı bilmiyorum ama Kısır'a bayılırım, şöyle ekşili ekşili :D


En sevdiğin dizi?
CSI:NY



Özel bir yeteneğin olsa bunun ne olmasını isterdin?
Düşünce okumak sanırım



Hasta olmanın en kötü yanı nedir?
oldukça yavaş iyileşmek, hatta sürekli tekrarlaması



Alınacak listen var mı? İlk 5'i nedir?

Var ve yok. Bu ara kitap perhizindeyim :D :D
O yüzden yazmayım, sonra gidip bir sepet yapar.... sonra da gitti paracıklar diye ağlarım :D :D



İlk aldığın makyaj malzemesi nedir?
sanırım tokalon fondöten hani çok eskilerden, yüze kalıp gibi yapışan.
(umarım burada yaşımı belli etmemişimdir)




MİM BİTTİ  :D :D


Benim mimlediklerim : yamak'dan  masum inciler

1 Haziran 2014 Pazar

Jo Nesbo - Şeytan Yıldızı (Harry Hole Serisi 5) [YORUM]



Orjinal Adı:  The Devil's Star
Seri Bilgisi: Harry Hole#5
Goodreads Puanı: 4.00
Türkçe Yayın: Doğan Kitap
Çevirmen: Taciser Belge, Burçak Gürün Muraben
Türü: Polisiye-Gerilim

Tanıtım

Müthiş bir tempoda ilerleyen, usta işi bir polisiye…

Oslo’da bir seri katil mi kol geziyor?

Genç bir kadın evinin banyosunda ölü bulunur. Elinin parmaklarından biri eksiktir ve gözkapağının altında yıldız şeklinde kırmızı bir elmas vardır.
Oslo Polisi’nin parlak dedektifi Harry Hole kendini yine içkiye vermiş, polislikten atılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. 

Katilin kurbanlarına bıraktığı yıldız şeklinde kırmızı elmasın şifresini çözmek için tekrar işine sarılan Harry Hole, bu vakada beraber çalıştığı can düşmanı dedektif Tom Waaler’le de ciddi bir hesaplaşmaya girişmek zorunda kalacaktır.

Yorumum

Harry Hole serisinin 5. kitabı daha önce Koridor Yayınevi tarafından yayınlanmış. Yeni çevirisiyle beraber Nisan 2014'te Doğan Kitap tarafından yayınlandı. Ben Doğan Kitap edisyonunu okudum. Serinin ülkemizde basılı kitapları Nemesis ve Şeytan Yıldızı.
Şunu anladım ki İskandinav polisiyesi gerçekten hoşuma gidiyor. Jo Nesbo -Şeytan Yıldızı kitabıyla bu durum bir kez daha tescillendi. 
Henüz Nemesis'i okumadım ama şöyle bir göz gezdirdiğimde bağımsız olarak okunmasında sıkıntı yok. Ancak geçmiş kitaplardan gelen bazı konular da yok değil. 
Ana karakteri aynı zamanda seriye adını veren Harry Hole.
Harry Hole bir cinayet dedektifi. Öyle bildiğimiz kahraman tiplemesi yok. 40'larına yakın, kendini işine adamışken girdiği çıkmaz sokaklar nedeniyle iç dünyasına kapanmış, sevdikleriyle arasına duvarlar örmüş, geçmişinin iblislerinden kurtulmak için çareyi alkolde bulan bir polis portresi çiziyor. Açıkcası bazen illallah, insan bu kadar da kendini bırakmaz dedirtiyor.
Şeytan Yıldızı'nda aynı zamanda iki hikaye var. Birincisi Harry'nin hiç istemese de dahil olmak zorunda kaldığı ritüelimsi cinayetler. Ki bunlar giderek artıyor ve seri cinayetlere dönüşüyor. Diğer hikaye ise teşkilattaki kirli polis yapılanması. Harry'nin aklı fikri aslında ikinci konuda ancak bir şekilde cinayetler ile kirli polis olayı kesişiyor ve Harry'nin iç güdüleri onu yalnız bırakmıyor.
Yazarın anlatımını, karakterleri ve olayları kurgulamasını gayet güzel buldum. Özellikle birden fazla benzer şüpheli karakterler yaratarak suçluyu bulmak adına okuyucuya kafa karıştırıcı doneler sunması süperdi. Kitap boyunca "tamam katil bu", "yok o değilmiş, kesin şu" diye düşündürürken en sonunda "vay be şaşırtmaya bak" dedirten cinsten kurgusuyla harikaydı. Tanıtımında da yazıldığı gibi iniş çıkışları olan bir kitap. Özellikle kitabın sonlarına doğru, aksiyon ve gerilim tavan yapıyor.Oldukça kaliteli bir iskandinav polisiyesi. Kendimi bir kaptırdım, sonuna kadar bırakasım gelmedi.Umarım serinin tamamı yayınlanır ve Harry Hole'nin tüm maceralarını okuyabiliriz. 

Değerlendirmem;

5-Tek kelimeyle mükemmeldi