15 Kasım 2014 Cumartesi

Fatma Erdek - Erken Rüya Zamanlar [YORUM]


Fatma Erdek
Ephesus Yayınları
2014

Arka Kapak
Yarım kalan aşklar, tamamlanmamış cümleler gibidir. 
Bir hıçkırığa düğümlenmiş itiraflar, bastırılmak zorunda kalınan hevesler, gönderilmemiş, hatta kaleme dahi alınmamış, yürekten yüreğe yazılan mektuplar, 
saklanmış duygular, beklenmedik bir veda, zor anlar, zor yıllar
Ayrılık
Oysa, söylenecek ve yaşanacak ne çok şey vardı daha. 
Aradan geçen yıllar, onların aşklarını güçlendirmekten başka bir işe yaramamıştı. Birbirini kıyamete kadar sevmek için yaratılmış olan 
Eser ve Nehir için de, cümle tamamlanmamıştı henüz.

***
Sağ elimle kalbimin üzerine dokundum. Sanki gerçekten de var olan bir yaraya değiyordum. Yavaşça, usulca, aşkla Ah, kalbim! Bedenimin en iflah olmaz, en söz dinlemez, en laf anlamaz yeriydi. Başkasına dilsizdi, kördü, sağırdı. Sadece Eser oturmuştu oraya ve bir dağ kadar yüksek, bir dağ kadar ağırdı. 

***

Sen hep oradaydın Nehir. Gittim sandığında bile ben seni bırakmadım. Yumdum avuçlarımı, sakladım sıcaklığını Kader bu, biliyorum. Bu, elinde değil insanın. Sevdaların her biri birbirinden farklı. İçerikleri, derinlikleri, hissetme şiddetiyle doğru orantılı. Benimki bir depremdi, bir iç sarsıntısı. Bir vurgun, bir kalp yarılması. Seni gördüğüm gün başladı. Her yaşımda, her yılımda azalır sandım, umdum ama olmadı.

YORUM
Bir Fatma Erdek romanı daha okundu. Yine dolu dolu, yine kalbe dokunan bir kitap. Erken Rüya Zamanlar... Yarım kalmış bir aşk hikayesi. Öyle vıcık vıcık, laçkalaşmış değil. Derine işlemiş,unutulamamış. Dışardan kabuk bağlanmış gibi görünse de yarası hala taze bir aşkın hikayesi.
Öyle ki zamana meydan okumuş, 15 yıl sonra hala devam ediyor. Bu sefer kahramanlarımız Eser ve Nehir. 
Eser, bu aşka düştüğünde gencecik idealist bir muhabir. Kendi yağında kavrulmaya çalışan bir delikanlı. 
Nehir, ayrıcalıklı bir hayata doğmuş 19 yaşında körpecik bir kızcağız. Babası Eser'in çalıştığı gazetenin sahibi.  
Bir tesadüfle Eser ve Nehir'in hayatı keşişiyor. Öyle bağlanıyorlar ki bir nişanla taçlandırıyorlar aşklarını. 
Nehir'e olan sevgisi ve onu rahat ettirme isteği Eser'i daha iyi olmak konusunda kamçılıyor. Nehir'in istememesine rağmen beni bekle diyerek uzaklara gidiyor. Nehir Eser'in aşkıyla dolu dolu, ancak o kadar genç ve tecrübesiz, dışarıdan müdahaleler o kadar açık ki. Kelimelerle noktayı koyuyor ve hem kendini hem de Eser'i cehennem ateşlerine sürüyor. 
Yıllar acımasız, soğuyacağına ateşlere yeni korlar ekleniyor. 15 yıl sonra yeniden karşı karşıya geliyorlar. Gerisini kitaptan okursunuz. 
Benim burada söyleyebileceğim yazarımız yine harika bir eser ortaya koymuş. Aşk gerçekse ve kaderde varsa her ne kadar zaman geçerse geçsin su gibi yolunu bulduğunu anlatan bir roman çıkmış. Karakterlerin çekincelerini, içsel dünyalarını, sevgilerini yine ilmek ilmek dokumuş kitabında. Yazarın okuduğum ikinci kitabı (ilki Melekler Zamanı'ydı, yorum için tık tık )ve yine tadından geçilmez diyebilirim. 
Zamana direnmiş, hala böyle aşk var mı diyebileceğiniz, böylesine sevmeyi, sevilmeyi dileyeceğiniz bir kitabı okumak isterseniz; mutlaka ama mutlaka Fatma Erdek'in kalemi ve ERKEN RÜYA ZAMANLAR ile tanışmanızı tavsiye ederim.



2 yorum:

  1. fatma erdek'i çoook seviyorummmm.
    kara kış beyaz düş'ü okurken neler hissedeceksin çok merak ediyorum. benim en sevdiğim o oldu!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevilmeyecek gibi değil :D :D
      Kara Kış Beyaz Düş'ü çok merak ediyorum. Sizin gibi birkaç arkadaşımın da favorisi o kitap, en kısa zamanda edinip okuyacağım onu da :D :D

      Sil