23 Kasım 2014 Pazar

Jamie McGuire - Tatlı Bela - Ayaklı Bela [YORUM]



Kitap İklimi'ndeki yorumlarımdan biri daha doğrusu ikisi bir arada olanı. Bloguma taşımayı unutmuşum. Yeniden okumak güzeldi :D :D

Orjinal Adı: Beautiful Disaster/Walking Disaster 
Seri Bilgisi: Beautiful # 1-2
Türkçe Yayın: Yabancı Yayınları

Tatlı Bela’dan sonra Ayaklı Bela’da okundu ve bitti.
Kitaplığım ağırlıklı olarak fantastik ve historicallerle doludur. İlk etapta çok da ilgimi çektiği söylenemez. Ancak baktım her yerde bir Abby-Travis (Travis özellikle) muhabbeti var. Bende bir bakayım dediğimi hatırlıyorum. Üniversite ortamı, partiler, dövüşler, zıt kutuplardaki aşıklar… Klasik bir konu hatta zamanında bol bol filmlerini izledim demiştim. Ama bir şey dürttü işte aldım ve okudum.
Okudum ve sonunda iyi ki okumuşum dedim. Evet konu klasik ama anlatım o kadar güzeldi ki, asla sıkılmadım. Abby’nin gelgitlerine çoğu zaman kızsam da, Travis gibi kuduz bir iti evcilleştirmesi bir yandan hoşuma gitti. Bir yandan da Abby’nin çok masumane gösterilmesine de takılmıştım. Aslında o kadar da sütten çıkmış ak kaşık gibi değildi. Geçmişe sünger çekip hayatına devam etmek isteyen bir genç kızdı o kadar. Travis ise, onun geride bırakmak istediği herşeyi temsil ederken bir yandan da çekiyordu. Zaten kız milleti olarak nedense olmayacak adamlara kapılır gideriz. Abby’e Travis’i adam etmesinden dolayı hayran olsam da, yine de sürünen bir Travis kafamdaki profile gitmediğinden acıyordum da. Ancak yine de O’nunla ilgili tereddütlerim vardı. İşte bilirsiniz kas yığını, dövmeli, şiddete oldukça meyilli ve aşırı sahiplenici… 
Biraz zor bir aşktı onlarınkisi, ama güzeldi. Onların hikayesini okumak oldukça eğlenceliydi. 
Şimdi gelgelelim Ayaklı Bela’ya…
Bu bir devam kitap değil, ilk kitabın Travis gözüyle anlatılmasıydı. Aynen şöyleydi: “Tamam, Abby’ye aşığım, tamam Abby anlatırken, sizi biraz korkutmuş olabilirim, ama bir de benden dinleyin. Ne hallere düştüğümü, neler düşündüğümü, yaşadığımı bir de benim ağzımdan dinleyin.”
Bu kitapla Travis’e dair tüm tereddütlerim silindi. Meğer adamımız cevhermiş de onu görecek birini arıyormuş. O kadar şiddetin ve öfkenin altında bu kadar aşkı barındırması inanılmaz gelse de, bence badboy’dan ziyade oldukça duygusal bir aşk çocuğu, romantik bir serseri. 
Yaşadıklarını abartmadan, erkek diliyle karmaşıklaştırmadan anlatmış. Onun bakış açısından okumak gözümde Travis’i farklı bir yere taşıdı. 
Kesinlikle ilk kitabın tekrarı değildi. Hani bir örnek vardır ya. Kavanoza çakıl taşlarını koyarsınız, dolu dersiniz. Ancak üzerine kum eklersiniz. Aradaki boşlukları doldurur. Tatlı Bela, çakıl taşlarıydı benim için, Ayaklı Bela ise boşlukları dolduran kumlardı.

Jamie’ye böylesine klasik sayılabilecek konuyu iki karakterin bakış açısıyla işleyerek farklı ve özel bir hikaye yaratmış olduğu için, Yabancı Yayınları’na da okumamıza olanak sağladığı için teşekkürler.

Tatlı Bela 



Aşıksan başın belada!

Abby Abernathy karanlık geçmişiyle arasına mesafe koymuş olan, alkol kullanmayan, küfür bile etmeyen kendi halinde bir kız, fakat hayatını dövüşerek kazanan ve vücudu dövmelerle kaplı yakışıklı Travis Maddox onun hayatını değiştireceğe benziyor. 
İyi kız ve kötü çocuk... Bu birliktelik bir aşkın mı habercisi yoksa bir felaketin mi?

Tatlı Bela sadece bir "bestseller" değil, uluslararası bir fenomen. Yayımlandığı günden beri tüm dünyada büyük yankı uyandıran bu kitabı okumayan kalmayacak.

***

Ayaklı Bela 



Aşıksan başın belada!

Abby Abernathy; geçmişini unutmak için kalkıp uzak bir şehre okumaya gelen, temkinli, kendi hâlinde bir kız. Travis Maddox; hayatını dövüşerek kazanan ve aşka inanmadığı için tek gecelik ilişkilerle avunan bir erkek. Aşk ve bela birbirine hiç bu kadar yakışmadı...

Travis annesinden hayatla ilgili iki şey öğrendi: Aşkı bul. Ve onun için ölümüne mücadele et. 

Bu hikâyeyi biliyorum demeden önce bir kez daha düşünün. Her aşk hikâyesinde iki taraf vardır: Esas oğlan ve esas kız. Tatlı Belada esas kızı dinledik; peki ya, esas oğlan? 

Bir erkeğin aşkı için verdiği mücadeleyi kendi ağzından tüm içtenliğiyle dinlemeye hazır olun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder