5 Kasım 2014 Çarşamba

Fatma Erdek - Melekler Zamanı [YORUM]



ARKA KAPAK

HAFİF ACILAR KONUŞABİLİR AMA, DERİN ACILAR DİLSİZDİR.
Aşk; herkesin yüreğindeki boşluğa göre şekillenen, herkesi farklı bir yerden vuran, herkesi başka bir iman ve ibadetle dolduran, öylesine sınırsız ve öylesine belirsiz bir kavramdı ki.
Aşk bir evrendi. Sonsuzluğun içinde, milyarlarca tür barındıran, kimi ateşten, kimi ışıktan, kimi dumandan, kimi yeşilden, kimi beyazdan, kimi sudan, kimi topraktan
Milyonlarca farklı yıldız, canlı, cansız ve bilinmezden oluşan evren kadar zengin
Milyonlarca şarkıya, şiire ilham olacak kadar bereketli
Kimine umut getirecek kadar parlak. Kimini umutsuzluğa mahkûm edecek kadar karanlık. İşte bu kadar değişken, bu kadar tanımsız bir şeydi aşk
Bir tek, tarafl arı net ve değişmezdi.
Bir seven bir de sevgili
Yusuf ve Yesra İki kardeş Tek can Ve onları ayıran babaları Küçük Yusufu tarikatın emrine gönderirken, gencecik Yesrayı yaşlı tarikat liderine eş olarak verir.
Sonra
Sonrası mücadeleci Yusufun tarikattan kaçışı ve Barlas oluşu. Hayatı keşfi . Mucizelerin ona getirdiği hayatının melekleri Nesil ve Ekin. İç içe geçmiş, soluk soluğa okunan bir adamın iki hayat mücadelesi. Yesra ve Yusufun yürek burkan, sarsan hikâyesiyle irkilecek, Nesil ve Barlasın aşklarıyla yaşamın ne denli bir mucize olduğuna tanıklık edeceksiniz

YORUM

"Melekler Zamanı" kitaplığımda uzun süredir olmasına rağmen bir türlü okuyamadığım kitaplardandı. Aslında zaman zaman gözlerim kaysa da bir türlü uygun zamanı tutturamadım sanırım.
Bir çok arkadaşımdan da kitaba ve yazara dair övgüler alınca, tamam artık, zaman "Melekler Zamanı"dır dedim :D :D
Öncelikle şunu belirteyim, genelde bir yazarı ilk kez okurken kalemine alışma süreci yaşarım. Şaşırtıcı ki bu kitapta böyle bir şey yaşamadım. Yüksek beklentim de yoktu. Ama resmen beni ilk bölümlerinden itibaren yazım tarzı ve anlatımıyla sarıp sarmaladı, o dünyanın içine alıverdi. Kelimelerle, cümlelerle hep birşeyler anlatırız. Fatma hanım'ın kaleminde ise kelimeler ve cümleler anlatmayı aştı doğrudan yaşattı. Üstelik yazarın ilk kitabı olmasına rağmen o kadar ustaca ki, yeni yazmaya başlayan arkadaşlar için örnek gösterilebilecek nitelikte.
İki zamanlı bir anlatımla Barlas'ın şimdiki hayatıyla, Yusuf'tan Barlas'a dönüşünü anlatmış ve de Yusuf ve Barlas'ı barıştıran bir aşkı.
Barlas'ın sevgisizliğini, inançsızlığını, kararmış dünyasını, yok olma isteğinin nedenlerini, Yusuf'un yaşadıklarıyla öğreniyoruz. Yusuf 9 yaşında bir melek, sevgi dolu, hele ki ablasının canı ciğeri, ablası da O'nun... O küçücük meleğin kanatları kırıp öyle bir hale getiriyorlar ki, Barlas ona kabuk oluyor için de ise o küçücük melek Yusuf çığlık çığlığa...
Nesil ise gencecik bir kızcağız, bir anda vuruluyor o yüreği de gözleri gibi kapkara adama. Bir bakıyorsun aşkıyla gözü kararıyor bir bakıyorsun gururuyla yıkıp geçiyor.
Ve bir gece Nesil Barlas'ın içinde Yusuf'un hapsolduğu kapkara yüreğinde titrek bir mum ışığını yakıyor. Hele de Ekin'le birlikte bu ışık coşarak çağlıyor.
Sadece ana değil yan karakterlerle de çok iyiydi. Bir Cemil, bir Vural Kaptan, Nevhes, hele ki Yesra... Her birinin ayrı bir hikayesi, ayrı bir doğallığı var. 
Kitabın türü dram. Ki ben dramı çok fazla okumayı sevmesem de Fatma Hanım yazarsa her halükarda okuyabilirim düşüncesindeyim şuan.Hatta şu kadar yazdım ama hala anlatmaya yetmiyormuş gibi geliyor. Henüz okumamış olup merak edenlere mutlaka ama mutlaka okumalarını tavsiye ederim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder