12 Temmuz 2014 Cumartesi

RKBT 3. Gün || Hakan Yaman "Romancı" || YORUM





Yorumum


“Romancı” bildiğiniz “romancılara” benzemiyor. Öncelikle bir alışma süreci gerekiyor, gerek diline gerekse ruh haline, konudan sapmalarına…
Alıştıktan sonra -ki bu da aşağı yukarı iki bölüm etti benim için- akıcı, merak ettiren bir tarzda ilerliyor. Duygusal anlamda çok katmanlı, ne ararsanız var cinsinden. 
 Ayrıca mekanlarda bir çoğumuzun bildiği, gezdiği, gördüğü yerler. Mekanların bilindikliği kurguya biraz daha gerçeklik hissi veriyor.
“Romancı” kurgunun ta kendisi, kitabın öznesi. Daha en baştan "iki kişi öldürdüm" le başlıyor ve sonrasında 
itiraflarına devam ediyor. Anlattıkça ruhsal gelgitleri olan entellektüel bir karakterle karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. Üstün bir edebiyat olgusuna kafayı takmış, hayatı başarısızlıkla dolu bir yazar, romancı. 
Down sendromlu kız kardeşi belki de hayatındaki tek aydınlık. Geri kalanı gri ve siyah alanlardan oluşuyor.
Başta iki kişi öldürdüm demesine rağmen bir türlü kimi öldürdüğünü neden öldürdüğü söylemiyor. Öncelikle kendini bu yola sürükleyen olayları anlatmayı tercih ediyor. Bir nevi günah çıkarma gibi. 
Gizemli birinin -nedense bir kadın olmasını tercih ediyor- kendisine zarflar içinde kartpostallar bırakmasıyla ilginç bir bulmacanın peşinden sürükleniyor ve her seferinde edebiyatın içerisinde kayboluyor. 
Bir de Zahide ile olan ilişkisi var. Dünya görüşüne tamamen zıt bir ilişki. 
AyrıcaTuğrul Güler var. O da romancının hayatındaki dönüm noktalarından biri.
Kitapta bol bol edebiyat var. Her anlattığına uygun bir edebi eser veya duruma uygun bir yazar var.  Edebiyattaki yozlaşmışlıktan, ilişkilerdeki -hayatın her adımındaki- çelişik durumlara varana kadar bir çok şeyi kitapta bulabilirsiniz. Ancak şunu da belirtmeliyim. Hiç kolay bir kitap değil. Çerez niyetine okuyayım diyebileceğiniz bir kitap hiç değil. Bir yerden sonra kitabı bırakmakla sonuna varmak arasında ince bir çizgi olduğunu farkedeceksiniz. 
Bunu bilerek başlamanızı, yazarın okuyucuyu kitabı bırakmaya kışkırttığı yerleri :D :D pek de dikkate almamanızı öneririm. 


Değerlendirmem


5 üzerinden




***




İntihar öncesi, kısa bir veda notu yazmak âdettendir; bense arkamda koca bir roman bırakıyorum. Ölümü neden seçtiğimi birkaç satırda anlatmayı beceremediğim için değil, giderken bile hâlâ anlatacak çok şeyim olduğu için yapıyorum bunu. 

Önceki romanlarımı okumadıysan da olur, ama bunu mutlaka oku, olur mu sevgili okur? Bu romanda ilk kez gerçekleri anlatıyorum sana, ilk kez yalan söylemiyorum. Zaten sen de kurgudan çok gerçek yaşam öykülerini seversin, bilirim. Dehşetle okuduğun felaketlerin kendi başına gelmeyişinden duyduğun gizli hazzı kendine saklar, sonra içinden sessiz dualar edersin. Yine aynısını yap, yap ama senden küçük bir ricam var. Bu romanı eline her aldığında Naz'ı, Zahide'yi ve onların uzak, renkli hayallerini hatırlamanı istiyorum senden; beni hiç hatırlamasan da olur. Hatta unut beni, unut, sevgili okur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder