A'dan Z'ye Marilyn Monroe
ARTHUR MILLER: 1950'de Bus Stop filminin çekimlerine tanıştığı yazar Arthur Miller ile 1956'da evlendi. Çiftin evliliği beş yıl sürdü.
BAĞIMLILIK: Sorunlarından kaçmak için alkole ve ilaçlara sığındı. Genelde şampanya ve uyku haplarını birlikte içen yıldızın ilaç bağımlılığı sık sık film repliklerini unutmasına yol açtı. Bu bağımlılık ne yazık ki yıldızın sonunu da hazırladı.
ÇOCUKLUK: Daha doğmadan kendisini terk eden babasının kim olduğunu hiçbir zaman öğrenemedi. Bu da yetmezmiş gibi, annesinin akıl hastanesine yatırılması yüzünden, çocukluğunu yetimhanede ve farklı ailelerin yanında geçirmek zorunda kaldı.
DIAMONDS ARE A GIRLS BEST FRIEND: Marilyn Monroe'nun en ünlü şarkılarından biri. Monroe'nun Gentlemen Prefer Blondes filminde seslendirdiği bu şarkı, Amerikan Müzik Enstitüsü tarafından seçilen en önemli film şarkıları arasında 12. oldu.
ERKEKLER: Hayatına pek çok erkek giren Monroe "Bir erkeğin dünyasında yaşamaya aldırmam, yeter ki orada da bir kadın olarak bulunabileyim," demişti.
FOTOĞRAF: Monroe kısacık hayatında fotoğrafçılara da ilham kaynağı oldu. Ara ara hâla yayınlanmamış fotoğraflarına rastlanabiliyor.
GÜZELLİK: Güzellik konusunda takıntılıydı. Kendisini güzel hissetmediği zamanlarda sokağa dahi çıkmayan oyuncu, güzel görünmediğini düşündüğü sahnelerin de yeniden çekilmesini istiyordu.
HAPPY BIRTHDAY MR. PRESIDENT: Monroe bu şarkıyı, 45. doğum gününde ABD Başkanı John F. Kennedy için seslendirdi. Monroe'nun film çekimlerini yarıda bırakıp başkanın doğum gününe katılması üzerine film şirketi ile arası açıldı.
İNTİHAR: "Kendimizi öldürmek bize ait bir ayrıcalıktır," diyen Monroe defalarca intihara teşebbüs etti.
JOE DIMAGGIO: "Çok iyi bir adamdı" diye bahsettiği Amerika'nın efsanevi beysbol oyuncusu DiMaggio ile 1954'te evlendi. Bu evlilik sadece sekiz ay sürdü, ancak DiMaggio'nun Monroe'ya sevgisi hayat boyu sürdü. Monroe'nun cenazesi törenini düzenleyen DiMaggio, mezarına her hafta çiçek gönderdi. Onlarca teklife rağmen onun hakkında hiç konuşmadı ve bir daha hiç evlenmedi.
KENNEDY: Kennedy ailesi, Monroe'nun hayatındaki dönüm noktalarından biridir. John F. Kennedy ile aşk yaşayan yıldızın, kardeşi Robert Kennedy ile de ilişkisi olduğu bilinmektedir. Monroe' nun, FBI'ın da takip ettiği Kennedy'lerle olan ilişkisinin detayları hâlâ araştırılmakta.
LONDRA: İngiliz oyuncu Laurence Olivier ile kamera karşısına geçtiği The Prince and the Showgirl filmi için eşi Arthur Miller ile birlikte Londra'ya gitti. Monroe'nun Londra'da yaşadıkları, sette çalışan Colin Clark tarafından kaleme alındı. Kitap Marilyn ile Bir Hafta ismiyle sinemaya uyarlandı.
NORMA JEANE MORTENSON: Bu isim ile Los Angeles'ta dünyaya geldi. 20th Century Fox film yapım şirketinin yöneticisinin, onu aktris Marilyn Miller'a benzetmesinden dolayı ismini Marilyn olarak değiştirmesini önermesi üzerine, o da annesinin kızlık soyadı Monroe'yu kullanmaya karar verdi.
ÖLÜM: Yüksek dozda aldığı uyku hapları yüzünden, 5 Ağustos 1962'de yatağında ölü olarak bulundu. Monroe'nun intihar etmiş olduğu iddiasına karşın, öldürülmüş olduğu konusunda hâlâ ciddi şüpheler bulunmakta.
PAULA STRASBERG: Monroe'un oyuncu koçu ve sırdaşı. Son beş filminde onunla çalışan Monroe sürekli ona danışırdı. Bu yüzden yönetmenler başta olmak üzere, settekiler tarafından 'istenmeyen kişi' ilan edildi.
RAKİP: Marilyn Monroe'nun zirvede olduğu günlerde, en az onun kadar başarılı olan bir diğer rakibi de menekşe gözlü Elizabeth Taylor'dı. Monroe, ölümüyle çekimleri yarıda kalan Something's Got to Give filmindeki çıplak havuz sahnesinden sonra Taylor'ı dergi kapaklarından indireceği konusunda espri yapmıştı. Taylor'ın da, Monroe'yu kıskandığı herkes tarafından biliniyordu.
SARIŞIN: Doğuştan olmasa da, sonradan sarıya boyattığı saçları ile tüm zamanların en ünlü ve en güzel sarışını olarak tarihe geçti.
TIFFANY'DE KAHVALTI: Truman Capote, romanından uyarlanan aynı isimli filminin başrolünde Monroe'nun oynamasını hayal ediyordu. Ancak Monroe çalıştığı film şirketindeki sözleşmesi gereği ve oyuncu koçunun filmdeki karakterin ona uygun olmadığını söylemesi üzerine bu rolü kabul edemedi. Kült haline gelen filmde Monroe yerine Audrey Hepburn oynadı.
UÇAK TAMİRCİSİ: 16 yaşındayken, uçak tamircisi, 21 yaşındaki James Doughtery ile evlendi. Monroe'nun bu kadar erken yaşta evlenmesinin sebeplerin başında, çocukluğunu geçirdiği yetimhanelerden kurtulma isteği geliyordu. Bu evlilik dört yıl sürdü.
VERONICA HAMEL: ABD'li aktris Veronica Hamel, Marilyn Monroe'nun ölü bulunduğu evini 1972'de satın aldı. Hamel evin tadilatı sırasında, evde telefon dinleme sistemi bulunduğunu iddia etmişti.
YAŞLANMA KORKUSU: Yıldızın en büyük korkularından biri de yaşlanmaktı. Güzelliğini ve gençliğini kaybedeceği korkusunu hep taşıdı. 36 yaşında hayata veda eden güzel yıldızın bu korkusu hiç gerçekleşmedi.
ZEKİ: Bazıları onu 'aptal sarışın' olarak nitelese de; o, yetimhanede büyüyen yalnız ve mutsuz kız çocuğundan bir star yaratmayı başararak ne kadar zeki olduğunu tüm dünyaya kanıtladı.
Kaynak: Sabah Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder